14 Nisan 2013 Pazar

Pazar Günü...

Pazar günü çalışmak oldukça zor bir şey.

Ne yapalım bizim işimiz böyle.

Bugün sevdiğim bir ağabeyim aradı. Yan bahçeye konan oğulu alıver bize dedi.

Gittik aldık yerleştirdik.


3 çerçevelik bir oğul. Bahçedeki kekliklerden ve brahma civcivlerinden oldukça etkilendim.

Tavşanların yavrularını gönderdikten sonra yerine gelecek keklikler ve seramalar için yer yapmak gerekiyor.

Serema tavukları ve ardından bir çift beyaz phoenix alabilirsem uzun zamandır istediklerimi tek tek yapmış olacağım.

Bu hayvanların müzede olması hem çim alandaki böceklerle savaşmama, hemde gelen çocuklara bir değişik anı yaşatmama yarayacak.

Arılara gelirsek ortalık kurudu. Polen gelişi azaldı.

Önümüzdeki hafta başı öngörülen yağmurlar bizim için bir umut kaynağı.

Bekliyoruz bakalım.

12 Nisan 2013 Cuma

Melek hanım, sincap ve tavşanlar..







19 Mart 2013 Salı

19 Mart ve Arıların Durumu

Bir süredir gidemediğim arılarımız var.

Bana biraz uzaklar, bu gün ancak gidebildik.

Durumlar vahim.

Hangi arıya baksak, kapak dahil kapalı yavru vardı.

4 çerçeve arı, 4 çerçeve kapalı yavru 8 çerçevede kapattığım arı ise 10 çerçeve yavruya ulaşmış.
 


 ,



 Arıları kaçırdık. 
Ama dalak görmek yavru üşütmekten iyidir. 

 
Kaçırırsan arıyı bir sürü erkeğin olur. Onlarda lazım değil mi?
Olsunlar bakalım. 
İllaki düğün dernek zamanı da gelecek..

 
Düşman.....

Bu kıllı arkadaşı tanımayan var mı ?  

14 Mart 2013 Perşembe

Arılar hiç durmuyor ya biz?

Herkese merhaba.

Tüm arıcılara bereketli bir sezon diliyorum.

Bölgemizdeki arı kayıpları hat safhadayken ben az miktardaki kovanı sağlıklı şekilde yaşatmanın keyfini sürüyorum.
Baharla birlikte arılar hızlandı.
Kaçırdığım bakamadığım arılar anında dalak örüp erkek arı yapmak için faaliyete giriyor.

Bu mevsimin iyi gittiğine işaret olsa da beni sıkıyor bazen.

Çam alanlarında çok kalan, püreni de değerlendiremeyen arıcıların durumları oldukça kötü.

Ancak kayıpların telafi edilebileceği bir yıl bekliyorum ben.

Umarım beklentilerimiz gerçek olur.

19 Ocak 2013 Cumartesi

Arılar ile uğraşabilmek çok güzel bir duygu.
Yağmurlu bir dönem yaşıyoruz. 
Sabah yağıyor öğleden sonra ise güneş açıyor Çine'de.
Son dönemde ne yaptığımı soranlara bir cevap veremiyorum.
Bazen bir kaç arıya bakıyorum bazen tüm gün temizlik yapıyorum.
Bazende bilgisayara gömülüp ha bire olmayacak projeler yazıp duruyorum.

Arıcılık kursumuz devam ediyor sadece bir hafta kaldı. 
İstediğim katılımı bulamasam da zevkli bir kurs geçiyor diyebilirim.
Zaman akıp gidiyor bahara az kaldı.
Ama arılar içinde en riskli zamanları yaşıyoruz.
Yavrulama artmaya başlarken varroa mücadelesinde geç kalınan koloniler risk altında.
Etrafta arı ölümleri haberleri kulağımıza geliyor ancak çok fazla değil.
Bakalım bu sene neler yapabileceğiz.

3 Ocak 2013 Perşembe

Yılbaşı

Uzun zamandır bir tatile ihtiyacım vardı. 
Yılbaşı iyi bir fırsat oldu benim için.
İlk önce Yalova ardından İstanbul.
6 aylık kızım ile geçen 2 gecenin ardından yine Aydın'a döndüm.
Zaman akıp giderken bir yandan arıcılık kursu bir yandan arılar ile uğraşıyorum.
Müzede işler durgun. Yeni düzenlemeler yapıyoruz. 
Çocuklarımız için resim atölyesi oluşturuyoruz.
Arılarımızın keyfi yerinde komşunun arılarını taciz ediyorlar.
Onunda uygulamaları oldukça riskli ama ne yapalım bir kere söyledik.
Aldırmadı. Gerisini yaşayarak göreceğiz.
Bu sene ahırlara yakın özellikle hayvansal gübrelerin yoğun biriktirildiği alanlara konan arıların çok kolaylıkla yavru çürüklüğü yaşadığını iyice öğrendim.  
Bu gün gittiğim arılık gerçekten bunun en iyi örneğiydi.
Elbette bu mevsimde yavru çürüklüğü görülmesi çok zor.
Çoğu yerde sıfır yavru ve arı açacak hava yok.
Ancak ben bu gün sadece şüphelendiğim arıları açmak kaydı ile genel bir kontrol yapma imkanı buldum.
Maksat bir kaç arıyı incelemek, beğenirsem de satın almaktı.
Arı sahibi söylemese de kovanın durumu, petekler, arıların hali bile çok yoğun bir yavru çürüklüğü yaşandığını bağırıyordu.
Biraz sıkıştırınca kolonilerin sıkı bir antibiyotik tedavisinden geçtiğini söyleyiverdi ki ilk kovanı açınca anlaşılmayacak gibi değildi.
İşin kötü tarafı arıya hiç bakılmamış, balı alınıp eski petekler verilmiş ve içinden çıkılmış.
Şüphelendiğim arıları açtıkça anasız, yoğun varroa hasarlı arılar buldum hep.
Eski petekler yer yer beyazlamış, petek gözlerinin ağız kısımları rengarenk olmuş durumdaydı.
O arıların yaşaması bile gerçekten takdir edilecek bir durum.
Arıcı arkadaş ise arıları elden çıkartma peşinde..
Varroa ilaçlamasını ben yapayım. Sen bu arıya biraz ilgi gösteriver şu hayvanları telef etmeyelim dedim ama aldığım cevap sineğin telefi mi olur satıyorum sen almıyorsan müşteri bul oldu.
İşte buna yorum yapamıyorum..