27 Kasım 2009 Cuma

BAL SATMAK NİÇİN BU KADAR ZOR ??

Merhabalar ..Değerli dostlar bu günler arıcılarımızın havaların soğuması ile birlikte çoğumuz içinde elimizdeki balı satabilmek adına uygun zamanlar. bu konuda içimden geçenleri yazmak istedim. bir fırsat bulup bilgisayarın karşısına geçince nedense hep başka şeylere takılıp kalıyorum ama bu gün en sonunda ne yazacağıma nasıl yazacağıma karar verdim. Etrafta pek çok arıcı büyüğümden aynı şeyleri duya duya aklımda birikenleri yazmak istedim. Neden bal satamıyoruz ? sorusuna cevap arıyorum aslında .. Gerçi benim görüşüm bal üretimini arttırarak sadece bal üzerine çalışarak bir yere varılmayacağıdır ama yinede ülkemiz şartlarında en çok üretilen arı ürünü bal olduğuna göre bu konuyu tartışmalıyız diye düşünüyorum.. Bal satışının az olmasının sebeblerini düşününce kendimce maddeler yazmam gerekiyor sanırım .


  1. Bal üretiminin doğal şartlara, arı ırkına, arıcının bilgisine, gezginci arıcılığa, doğru yeterli ve sağlam ekipmana ve daha bir çok etkene bağlı olmasının her sene bal üretimindeki dalgalanmalara sebeb olması
  2. Bal piyasasında sahte ürünlerin olması. Değişik yollarla çok ucuza mal edilen ürünlerin bal diye satılması.
  3. Monoflora ballar dediğimiz tek kaynaklı balların müşteriye ulaşmaması. Yani ayçiçeği, kestane ve son dönem kanola hariç diğer verimli bitkilerden elde edilen balların pazara çıkamaması yada çiçek balı adı altında karışık satılması.
  4. Ülkemizin ekonomik şartları ve gerçek bal hakkındaki bilinç eksikliği
  5. Arıcıların yeterli bir şekilde organize olmamaları. Arıcılar arasında gereksiz sürtüşme ve çekişmeler.

ve bunların yanında pek çok madde buraya yazılabilir. Yazımı okuyan değerli dostlarımdan ricam bu konuda görüş belirtmeleridir



Değerli dostlarım madem bal satılmıyor değerini bulmuyorsa biz bal üretmeyelim demek çok yanlış bir bakış açısı olurdu.. bal arı ürünleri içerisinde miktar olarak en çok üretilebileni olduğu gibi diğer ürünler ( arı sütü, polen...) gibi çok teknik bilgi istemeyen ayrıca daha az enerji ve zaman harcayarak elde edilebilecek bir üründür. Şunuda unutmamalıdır bal her eve alınan bir şifa kaynağıdır. hal buyken biz balın ucuz olduğunu söylediğimiz halde hala bal satılmıyorsa ne yapmalıyız.. evde oturup tenekelerimizdeki balın satılmasını bekleyecek halimiz yok değilmi?öyleyse başımızı kumdan çıkartıp dünyada olan biteni incelemeli ayrıca ufkun dahada ötesini görmeye çalışmalıyız .. internette gezerken pek şey görüyoruz.. ben de bu konuyu buradan sizinle paylaşırken internetten yayarlandım ve aklımdakileri aradım pek çok malzeme geçti elime. yazıların arasını fotografla doldurmamak için fotoğrafları aşşağı ekleyeceğim. Şimdi bu yazının esas amacına yani ne yapabiliriz sorusunu sormaya geliyor sıra ..


koca şehirlere doluşmuş insan oğlu ömür denen süreyi ölçen saatin ağır kadranlarının altında ezilirken nasıl bu kadar umursamazca yaşıyor bunu anlamak gerçekten çok ama çok güç ..düşünün bir kere her gecen gün bir şeylerden vazgeçiyoruz doğadan denizden topraktan ailemizden ferağat edip televizyona cep telefonuna bilgisayara ayırıyoruz zamanımızı.... bende aslında bu noktadan yola çıkmak istiyorum aklımdakileri sizlere aktarırken.

bilgisayar cep telefonu kısacası teknoloji bu kadar gelişirken biz balın kullanım alanlarını niye geliştiremedik çoğaltamadık diye sorup duruyordum kendime ve internetin o uçsuz bucaksız dünyasında yolum japon ve çin arıcılık sitelerine düştüğünde aklımda geçen soruların bir cevabı olduğunu öğrenmiş oldum .


çaya şeker yerine bal karıştırılması için hazırlanmış tek kullanımlık çubuk ballar.


serinletici zindelik verici olarak tüketilen bal zencefil şerbeti. ( biz her gün kola içirerek çocuklarımızı zehirlerken balımızda satılamayı beklesin dursun)


erik ilave edilmiş bal marmelatı ve balllı erik tatlısı..


tek bir çiçek türünden elde edilmiş ve eilde edildiği kaynağın ismi ve özellikleri ile paketlenmiş 1 kglık bal .insanlar ne aldıklarını görebilmeli sizcede öyle değilmi?


ben çok uzun süredir aklımda sorularla yaşarken sürekli üreten ve geliştiren insanlar her yeni gün yeni şeyler sunuyor tüketime. eğer bizler de en kısa sürede birlik ve entegre olup halkımıza ve dünyaya balımızı beslenmenin her alanında yer alacak şekilde sunamazsak daha çokuzun bri süre balımız satılmadı para etmediği halde tüketilmedi elimizde kaldı diye ağlarız gibime geliyor .. görüş fikir ve eleştirilerinizi yorumlarınızda belirtirseniz düzeyli bir ortamda tartışabilir ve


21 Ağustos 2009 Cuma

AYDIN İLİ KUŞ ADASI İLÇESİ DAVUTLAR BELDESİ AĞAÇLI KÖYÜNDE ARI ÖLÜMLERİ
















































sebebi henüz kesin bilinmesede çok büyük miktarlarda arı ölümü sonucu madur olan arıcılarımıza geçmiş olsun diyor .. kendilerine kolaylık diliyorum.. konu ölüm olunca hiç birimiz bir çare bulamıyoruz işte ...







25 Temmuz 2009 Cumartesi

TÜRKİYEDE ARICILIK BÖLÜMLERİ


23 Temmuz 2009 Perşembe

ana arıyı korumak

değerli arkadaşlar uzun süredir video yükleme ile ilgili sorun yaşıyordum çiftleştirme kutularındaki yeni çıkan ana arının sesini ve diğer ana arının gazabından işçi arılar tarafından korunmasını çektiğim bu videoyu youtube aktardım ordan da bloğuma aldığım videoyu youtube yasaklı olduğu için izleyemeyen arkadaşlar

http://www.beatfiltering.com/

sitesinden BEGİN BROWSİNG e tıklayarak youtube ye girebilirler videonun direkt linkide

http://www.youtube.com/watch?v=Dpv23sPWDJE

umarım ana arının sesini işçilerin yüksük içindeki ana arıyı çıkartmayarak diger anadan korumalarını açık açık izlediğiniz bu görüntüleri beğenirsiniz

11 Temmuz 2009 Cumartesi

İNCİ ARICILIK FİRMASINI ZİYARETİMİZ

cumartesi sabahı stajyer arkadaşlarla birlikte bulunduğumuz ilçede bulunan vede arıcılık malzemeleri imalatı yapan İNCİ ARICILIK firmasını ziyaret ettik.. sağım makinelerinden körüğe maskeden tutun aklınıza gelebilecek her türlü arıcılık malzemesini imal eden 1982 yılında sayın Şerafettin KOCABAY tarafından bal mumu ticareti olarak sektörede yer alan firma daha sonraki süreçte kendisine yardım eden 3 oğlununda katkılarıya 1996 yılında İNCİ ARICILIK adı altında kurulmuş ve arıcılık sektöründe her türlü malzemeyi üreten ve gün geçtikçe büyüyen bir şirket haline gelmiş

Geleceğin arıcıları Gürkan Ayşe Metin ve firma sahibi Erol KOCABAY



Bizler yüksek okulumuzda staj yapan arıcılık öğrencileri olarak bu gün bu firmayı ziyaret ettik ve ürettikleri ürünlerden tutun bal ticaretine vede arıcının ve kendilerinin sorunlarına kadar geniş bir yelpazede sohbet imkanı bulduk. bizlere bu imkanı sağlayan Erol beye ve ekip arkadaşlarına teşekkür ederiz .
İNCİ ARICILIK aklınıza gelecek her türlü arıcılık malzemesini bizlere sunarken gerçekten işlerinin hakkını vermeye çalışan bir firma çalışanları oldukça yoğun bir tempoda ve zevkle çalışıyor.. Biz gittiğimizde EROL KOCABAY bizi karşıladı kendiside imalatta çalışıyor işini bırakıp bize imalathaneyi gezdirirken kendisiyle sohbet etme imkanımızda oldu .. yoğun bir çalışma temposu içinde olduklarını görmek sevindirici bu demek ki sektörde bir hareketlilik var.. Erol beye teşekkür etmeliyim burada oldukça içten ve samimi bir şekilde sorularımı cevaplarken eline geçen her malzemeyi bizlere sıkılmadan tanıttı.. elektirikli bal süzme makinasını sorduğumuzda malzemeleri çıkartı ve neredeyse montaj yaparak çalıştıracaktı bizler için.. Fotoğraflamaya çalıştığım imalathanede bal kazanı süzme makinası dinlendirme kazanı körük ten maskeye kadar arıcılık malzemelerinin tümünü kendileri imal ediyor 4 x4 ebadında bir çadırları var ben görmenizi isterdim her arıcının arazide en büyük ihtacı bence.. Erol beye sorduğum bir soruda yurt duşındaki gelişmeleri takip etmek adına neler yaptıklarıydı .. bunuda hemen almanyadan gelen bir körük üzerinde anlatmaya başladı ki ben çok şaşırdım. umarımki böyle alanında istekli ve araştırmacı firmalar bizim sektörümüzde çoğalır .. hem aldığınız üründe bir sorun olduğu zaman başvuracağınız yeri bilirsiniz hemde kendi düşündüğünüz kullandığınız hatta aklınıza gelen ama piyasada bulamadığınız ürünleri yaptırabileceğiniz bir adresiniz olur elinizin altında. düşünün kendi ihtiyacınız olan ekipmanları yapma şansı olmayan arkadaşlarımız ne zorluklar çekiyor.. İmalathane ve Erol beyin bizlere tanıtığı arkasındaki pompa kısmı platikten olan körük .


Bizim arıcılarımız karton kullandığı için bu körüğü kullanmakta sıkıntı var yüksek sıcaklık için uygunmu onu araştırıyoruz diyor kendisi.. bu körükte yanan malzeme ise puro şeklide sanırım sıkıştırılmış bir mantar parcası içeriğini tam bilemesemde çok düzgün duman verdiğine şahit oldum ve dumanı oldukça yumuşak gerçi avrupalı bizim kılıç tabir edilen saldırgan arılarla çalışmışmıdır bu körükle onu bilmemem ama duman gerçekten karton dumanı gibi değil çok daha yumuşak ve elinizi körük önüne koyunca sıcaklık sıfır bunun dışında yanan ertafa sıçrayan bir ateşte yok ki ben eğede kuru yere bırakılan körüğün bile yanğın çıkartığına bile şahit oldum .. bu da çok önemli bence körükte yanan malzeme bu ve bir tanesi epey bir süre yanıyor kolaylığı iyide acaba diyorum temin etmesi ve fiyatı ne olur bunun şu an için zaten bizim piyasamızda olmadığını öğrenince zamanla olur işallah diyoruz sadece

gördüğünüz gibi işler yogun Erol beyin dediğine göre siparişlere yetişmekte zorlanıyorlarmış.. varsın zorlansınlar ne demiş atalar işleyen demir pas tutmaz... kendilerine kolay gelsin diyerek ayrılırken her gün kullandığımız ama nasıl ne zahmet ve yöntemle yapıldığını bilmediğimiz pek çok malzemenin baştan sona üretim yolculuğu anlamış o malzemelerin bir saç, kumaş yada plastik parcası değil üretimin her adımında ciddi emeğin katıldığı değerli ekipmanlar olduğunu anlamış bulunuyoruz..

adres ve diğer bilgiler için fotoya tıklayın ..

29 Haziran 2009 Pazartesi

YENİ BİR SİTE YENİ BİR ALAN

Bugünlerde oldukça çok iş var elimizde.. neler yazmalıyım ne paylaşmalıyım sizlerde günlük yaşadıklarımızı aktarmaktan ileri gidemeyen bloğu nasıl bilgi dolu bir yer haline getiririm bilemiyorum .. umarım ileriki tarihlerde her anlamda bilgi dolu bir bloğu faaliyete geçirebilirim..
zamanın kısıtlı olduğunu söyleyip nette günlerini geçiren bi insan mı oldum nedir ??
nette ilgisiz bir bloğa bakarken bu siteyi gördüm henüz fazla üyesi olmamasına rağmen bu paylaşım sitesinin her alanda rahat bir sohbet ve paylaşım ortamı oluşturması çok hoşuma gitti..hemen burada bir grup kurdum adıda tabiki arıcılık oldu grubun.

http://friendfeed.com/aricilik

bu sitede en begendiğim taraf her gün beğeniyle izlediğim bloğları buraya eklediğimde o bloğ güncellendiğinde anında gözüküyor olması ve grup içinde yazdığım yazıların anında ekrana gelmesi ve bu yazıların herkesin okuyarak anında cevap yazma ve konuşma şansının olması.. bu anlamda bir arıcı arkadaşımız bloğunu güncellediğinde onun linkini görürken msn adresine gerekk olmadan o an sitede olan her arıcıyla herkesin gördüğü bir alanda sohbet edebilir dert paylaşabilir soru sorabilir birbirmize bilgi aktarabiliriz diye düşündüm. ayrıca sorulan sorular yada paylaşımları herkes okuyabildigi için tüm arıcılara faydalı olur diye düşünüyorum..

http://friendfeed.com/aricilik

benim kurduğum grubun linki bu bu sitede her bağlantınızı bloğ facebook msn video youtube ve daha fazlasını olduğu gibi aynı anda görebiliyorsunuz. bunları yönetip açabilir kapayabilirsiniz.. arıcıların birbirlere en etkin en kolay ulaşıp sorunlarını çözeceği bir alan olmasını dilerim ve tüm arıcılarımızı beklerim ben internette gördüğüm bloğ ve benzeri siteleri ekledim.ekmeleye devam edeceğim .sizlerde bu alana gelerek kısabir üyelikten sonra bildiğiniz arıcılık üzerine siteleri videoları paylaşabilir bu siteler her güncellendiğinde herkesin görmesini faydalanmasını sağlayabilirsiniz,

http://friendfeed.com/aricilik

saygılarımla

27 Haziran 2009 Cumartesi

EŞŞEK ARISI (Avrupa Eşekarısı-Vespa crabro European Hornet)

BÜTÜN ARICI DOSTLARA SELAMLAR.. BU ara bizimde başımız eşşek arılarıyla belada diyebiliriz .. arıları hayıta taşımamıza rağmen geride kalan birkaç küçük kovanımıza hiç rahat vermiyorlar ki.. bende sizlerle şubat tatilinde Yalovanın Esadiye köyünde şerafettin abinin yuvalarını ilaçla yok ettiği benimde sergilemek için aldığım koloninin görüntülerini paylaşmak istedim. bu arıların genel özelliklerine başlığa tıklayarak ulaşabilirsiniz..

bunlar yuvanın en alt tarafıydı

çıkmak üzere olan işçi arılar varmış bu gözlerde


yuvayı söküp okula getirmek amacıyla eve geldim sonrada bir kısmını bozulmadan digerlerini koruya bildiğim kadarıyla gazatelere sardım cam içinde sergilenecekler işalllah.
bu alt gözlerde işçi arılar çıkarken ölmüşlerdi . zavallılar ne oldugunu anlamadan dünyadan ayrıldılar.
hey yavrum hey bizimkilere kat atmasak oğul verir. bunlar kendi katlarını kendisi çıkıyo imarı kimden aldınız be mübarekler...

kimbilir kaç adet içşi arısı vardı bu koloninin ölmelerine üzülüyor insan çünkü bu arılar doğada etkin bir temizlk görevi görüyor. bizlere zararları çok olsada onlarda hayat mücadelesi veriyorlar bir yerde.bu yüzden doğada arılarımızın uzağında yaşadıkları sürece onlara karışmamayı yuvalarını bozmamayı düşünürüm hep bu yuva bir ev içinde olunca tabiki bozulmak zorunda..

bu yuvanın bulunduğu tahta odada yuvanın hali keşke bozmasaydı bütün olarak alabilseydim..

20 Haziran 2009 Cumartesi

HAYITLARDA BAL VAR






bu gün sadece temizlik için gittiğim arılıkta bir kaç gündür açan hayıt bitkisinden bazı fotoğraflar çektim. hava çok sıcak oldugu vede arılıkta sadece çiftleştirme kutuları kaldığından bu güzel çiçekleri ziyaret eden arı sayısı çok fazla değil . esen sıcak rüzgarın etkisiyle nektar kurusada arıları taşıdığımız yerde nektar gelişinin işaretlerini görmek sevindiriciydi.. pazartesi günkü çalışmalardan sonra oralarında fotograflarını sizlerlerde paylaşmak dileğiyle

16 Haziran 2009 Salı

GEÇ KALMIŞ BİR KAÇ YAZI

MERHABALAR HERKESE
uzun bi ara vermiş sayılırım net alemine....
sınavlar ardından fotoğraf sergisi vede yaz stajı öncesi bir haftalık tatilde eve gidiş dönüş derken 16 haziran sabahı yine aydının çine ilçesine geri dönmüş bulunmaktayım
yine aranızda olmak bu bloğda bir şeyler paylaşmak güzel bir duygu.... geçtimiz bir ay boyunca arılardan uzak kalsamda yazacak çok şey vardı aklımda biriken ...
BU GEÇ KALMIŞ YAZIDA KÖYÜMDEN BİR KAÇ MANZARA AKTARMAK İSTEDİM.. ÜZÜLEREK UTANARAK SIKILARAK .....................
ASLINDA HERKESİN SORUMLULUĞU OLAN AMA HİÇ KİMSENİN UMURSAMADIĞI BİR DÜNYADA YAŞIYORUZ .. MARMARA BÖLGESİNİN YALOVA İLİNİN GÜZEL KÖYLERİNDEN BİRİNDE YAŞIYORUM ..ADI ESADİYE .. VE TEK SUCU YALOVAYI BURSAYA BAĞLAYAN YOLUN KIYISINDA KURULMUŞ OLMAK........................

AĞACIYLA KUŞUYLA YEŞİLİYLE.. VE HATTA YOLDAN GEÇENİN ATTIĞI PİSLİĞİYLE. SICAK YAZ GÜNÜNDE GÜZEL DOGAYI YAŞAMAK İÇİN AİLECEK KÖYÜME GELEN PİKNİKCİNİN İÇİNE PİSLİK DOLDURDUĞU ORMANDA NEFES ALIYORUM.. BİR ZAMANLAR KURTLARIN ULUDUĞU AYILARIN YOL KENARLARINDA OTURUP YOLDAN GEÇEN ARABALARI SAYDIĞI RİVAYET EDİLEN YERLER BAKIN Kİ NE HALDE............ UTANIYORUM .. HALİMİZDEN VEDE UMURSAMAZLIĞIMIZDAN UTANIYORUM................


işte yolcularından biri küçük bi pıstt yapsa bile muavinin elinde parfümle belirdiği , yolculuk esnasında bizlere kolalı ütülü gömlekle güler yüzle hizmet edilen, para verip bindiğimiz otobuslerden arta kalanlar.... heleki böyle büyük firmalar atmıyormu bu çöpleri içim eriyor nasıl bir iki yüzlülüktür bu anlamıyorum ben paramla senden hizmet alıyorum sende benim paramla beni kirletiyorsun niçin ? onları mola yerine varınca çöp konteynırına atmak zor diyemi? yolcuyu indirdiğin yere at olsun bitsin yazıklar olsun.. bunu bu firmaya bildiricem bildiricemce tamam beyefendi dicekler .. gerisi bildik hikayeeeeee......................


SİZDEN bi .... OLMAZ...
6 haziran cumartesi akşamı fotoğraf sergimizi kapatıp gördüğümüz ilgiden memnun vede eve gidecek olmanın sevincinden dolayı iyice neşeli bir halde yola düşmüşken yaşadığım olay beni çok üzdü. öncelikle bunu paylaşmak istedim sizlerle..
Her şeyin çok güzel gittiği bir akşam üstü bizim sergideki panoları taşıyan kamyoneti yol üzerinde görmemle başladı olay. kamyonet kenarda bizim söför abimiz ve tanımadığım bir arıcı abimiz kamyonete kovan yüklüyorlar. Bizdede merak varya yanaşıp selam verdik ilk önce şöföre sonrada arıcı abimize..
- selamün aleyküm . kolay gelsin deyiverdik ..

selamlaşma faslından sonra meraklı bir şekilde sordukmu arıcımıza

-abi sezon nasıl gidiyor anlıyorum ki arıyı taşıyorsun diyerek..
aldığımız cevap şu oldu

-sen neden ilgileniyorsun bu işle..

affınıza sığınırım ama eh bendede var biraz eşşeklik var ya işte..

- burada yüksek okulda arıcılık okuyorum diye cevap veriverdim...

hay dilimi arı sokaydı .. diyesim geliyo ama sokan arı ölecek yazıktır sokmasın.
çok da uzatmadan ben size sadece abimizin okuyorum cevabımı duyduktan sonraki sözlerini aktarayım

-sizden bi b.. olmaz .....................

...................
biraz üzüldüm. haklısın herkes öyle düşünüyor diyerek dönüp yoluma devam ederken aklımdan çok şey geçti...
eyvahlar olsun bize ki olamayacağımız şeylere başkaları karar veriyor.. üzerinden epey zaman geçsede adını bilmediğim beyaz saçlı ARICI büyüğümüze buradan huzurunuzda teşekkür ediyorum olamayacağımız şeyleri çok güzel tanımladığı için..umarım ki kendisi arıcılıkta çok güzel yerlere gelir.......................

10 Haziran 2009 Çarşamba

YALOVADAN FOTOĞRAFLAR




ESADİYE KÖYÜNDE KESTANELERİN BİR KISMI AÇMIŞ BİR KISMIDA NEKTAR SUNMAK İÇİN SIRASINI BEKLİYOR AYNI ANDA AÇMAMALARI NEKTAR AKIMININ SÜRESİNİ UZATARAK ARICILAR İÇİN VERİMLİ OLUYOR


AÇAN KESTANE ÇİÇEĞİNDE AKŞAM KARANLIĞINDA BİLE ARI VARDI BU SAATE BURADA NE İŞİN VAR DEDİK KENDİSİNE UMURSAMAZCA NEKTAR EMMEYE DEVAM ETTİ


BİZİM ESKİ DAMIN TAHTA PENCERESİNDE BİR SARICA NE YAPSIN ODA YAŞAM MÜCADELESİ VERİYOR


BÖGÜRTLENLER ÇİÇEK AÇMIŞ DOĞA EN GÜZEL HALİNİ SUNUYOR ALMASINI BİLENE