11 Mart 2010 Perşembe

varroa ile savaşım yöntemleri

Varroa ile kimyasal savaşım


Varroaya karşı çok sayıda kimyasal ilaç kullanılır kimyasal ilaçların kolay uygulama bilir olması nedeniyle tercih edildiği bri gerçektir ama dikkat edilmesi gereken esas konu hangi ilaç olursa olsun balda ve bal mumunda kalıntı bırakmaması ve kalıntı süresinin bilinmesidir. İlaçlar prospektüsüne göre uygulanır.

Bitkisel kaynaklı savaşım yöntemleri

Varroa mücadelesinde kullanılan ve bal ve bal mumunda kalıntı bırakmayan bitkisel maddeler ve etkilerine örnek vermek gerekirse tütün yapraklarındaki nikotinin öldürücü etkisi %75 dolaylarında olup körükte okaliptus ve defne yaprakalrının karışımının yakılmasını etkisi ise %48 civarındadır. Bu yöntemlerin bal hasadı sırasında kullanılması esnasında balda istenmeyecek kokular oluşmasına sebep olmamalarına dikkat edilmelidir.



Biyolojik kontrol yöntemleri

Varroanın üremesinin belirlendiği çerçevelerin yavru gözleri sırlandıktan sonra imha edilmesi. Bu amaçla iki farklı yöntem uygulanır.

• Kuluçka sahasının durumuna göre erkek gözlü kabarmış bir petek kuluçkalığa verilir. Koloninin erkek arı yetiştirmesi esnasında dişi varroalar erkek arı gözlerini tercih ederek bu gözlere gireceklerdir. Bu gözler kapandığında kovandan alınarak imha edilirler.

• 4 çıtası eşit 4cm kalınlığında bir çerçeve hazırlanır bu çerçevenin iki yüzü ana arı ızgarası ile kapatılır içerisine kabartılmış petek konulur ve ana arı buraya hapsedilir. Bu peteklere yumurtlaması sağlanır. Kolonide başka açık yavru olmadığından varroalar bu gözleri tercih edecektir bu petek gözleri kapanınca petek imha edilir. Bu yöntem bal hasadından 4 hafta önce uygulandığında tarlacı oranı yükseleceğinden dolayı bal verimi de artacaktır. Ancak koloninin bir süre yavrusuz kalması tecrübesiz arıcılar için sorunlar çıkartabilir.

Organik asit kullanımı

Formik asit

Varroa mücadelesinde en çok kullanılan yöntemdir. Formik asidin uygulaması sırasında kovan uçuş deliği ve dip tahtalarındaki havalandırmaların tamamen açılması gerekir.10 -25 C0 arasında en iyi sonuç alınmakla beraber

30 C0 üstündeki sıcaklıklarda uygulanmaz. 10 C0 derecenin altındaki sıcaklıklarda ise ilaç yeterli etkiyi göstermeyecektir. Uygulama kovandaki arı miktarına ve iklime göre değişmekle beraber 1-4 gün arası 3-5 beş kez tekrarlanır. Formik asidi emici pet yöntemi ilde uygulamak mümkündür materyal %65 lik 30 ml formik asidi hiç damlatmadan emebilmelidir. Petin yerleştirileceği çerçeve üzerindeki arılar dumanla uzaklaştırılır v e pet çerçeveler üzerine yayılır. İlaç şırınga ile enjekte edilir. Pet tabana konulacaksa %85 lik formik asit kullanılır. Diğer bir yöntemde doğrudan taban (dip) tahtasına uygulamadır. Bu yöntemde dip tahtasındaki arılar duman ile uzaklaştırılıp %65 lik formik asitten 15 ml. Kullanılıp 5-6 defa tekrar edilir. FORMİK ASİT BALIN DOĞAL BİR MADDESİ OLMAKLA BERABER BALDA KALİTE PROBLEMİNE SEBEB OLMAMASI İÇİN HASADTAN 6-8 HAFTA ÖNCE UYGULAMA BİTİRİLMELİDİR.

Piyasada genelde %85 konsantrasyonunda ( yoğunluk ) satılır. %85lik formik asidi % 65 e çekebilmek için 1 kısım su 3 kısım asit ile karıştırılır.

VARROA HAKKINDA

http://www.insectimages.org/images/192x128/5140029.jpg
Varroa
Bal arısının larva pupa ve erginleri üzerinde yaşayan arıların kan sıvısını emerek beslenen kolonide hızlı bir biçimde çoğalabilen bal arılarının morfolojik ve fizyolojik özelliklerini etkileyen tehlikeli bir parazittir. Dişi varroa disk şeklinde kızıl yada siyah kahve rengi vücut uzunluğu 1,1-1,3 mm eni ise 1,5-1,7 mm arasıdır vucudun altı 4 çift bacakla çevrili ağız yapıları sokucu emici yapıdadır. Varroanın kolonide üremesi arı kolonisinde kuluçka faaliyeti ile başlar ve son baharda kuluçka faaliyetinin son bulmasına kadar devam eder. Kışı sadece ergin dişiler geçirir.üreme ve gelişme kapalı yavru gözünde olur ergin dişiler bakıcı arıların yavru beslemesi sırasında 5-6 günlük yavru gözlerinin kapanmasından önce göze girerek 2 gün sonra yumurta bırakmaya başlarlar bundan sonra 30 ar saat aralıklarla yumurtaya devam ederler .ilk yumurtanın döllenmiş daha sonrakilerin döllenmememiş olduğu bildirilmektedir. Ortalama 4-5 genel olarak işçi göze 2-3 erkek göze 3-5 dişi varroa ergini gelişebilir.
Ana arı yüksüklerinde dişi varroalar erginleşmeden ana arı erginleşip gözü terk ettiği için Varroalar gelişemezler.
Ana arı yüksüğünde (gözünde) varroanın üreme şansı yoktur.
Yumurtanın bırakılmasından 24 saat sonra 6 bacaklı larvalar yumurtadan çıkarlar. Ve tüm gelişimlerini 5-6 günde tamamlarlar, kapalı göz içerisinde çiftleşirler. Çiftleşmeden hemen sonra erkek varroa ölür. Dişiler ise beslenmesini sürdürerek arının ergin hale gelip gözü terk etmesi ile birlikte gözden çıkarlar.
Bu yaşam döngüsünü özetlersek
• Ergin arı üzerindeki varroanın petek gözünde yürümesi kuluçka gözüne göze girmesi ve larva yiyeceği içinde gizlenmesi
• Petek gözü kapanınca arıdan beslenmeye başlaması ve yumurtlaması
• Yumurtaların ergin olması
• Çiftleşmeleri
• Ergin bireylerin çıkışı ergin arı ile birlikte çıkarak arının üzerinde abdomene yapışarak arının kanı ile beslenmesi varroa akarları arının üzerinde yavaş hareket ederken petek üzerinde çok hızlı hareket ederler.
• Ergin varroa arının üzerinde yaklaşık 7 gün kalır ve daha sonra kapanmamış yavru gözlerine girer
Kolonide kuluçka olmadığında varroa ergin arı üzerinde uzun süre kalabilir. Ergin birey ve larva olmazsa varroa 5-5,5 gün hayatta kalabilir son baharda üretilen varroalar 5-8 ay yaşarken ilk baharda üretilen varroalar 2-3 ay yaşaya bilirler.
Larvalarda fazla miktarda varroa olduğunda neler gözlenir??
• Kanatsızlık
• Eksik bacak
• Kısa abdomene (karın ) sahip bireyler
Varroa ile bulaşık koloniler de arılar
• Huzursuzdur
• Ana arının yumurtlama gücü azalır
• Üzerinde varroa bulunan işçi arılar yavru bakmayı ihmal ettiği için koloni zayıflar.
• Yavru gözünde delikler görülür.
• Erkek bireylerde sperm üretimi düşer.
• Kolonide başka hastalıkların ortaya çıkmasına sebep olur. (Bir başka yazıda açıklanacak)
Varroanın yayılımı ( bulaşması )
• Ergin arının ile bulaşma (şaşırma erkek arıların diğer kolonilere kabulü…)
• Rüzgâr ile bulaşma.
• Dikkatsiz çerçeve aktarımı ile bulaşma
• Yağmacılık yada açıkta besleme esnasında bulaşma.
• Arılar polen yada nektar toplarken çiçek üzerinde bulaşma.

İlk fırsatta varroa akarı kontrolünde uygulanacak yöntemleri ile ilgili yazıyı sizlerle paylaşmak üzere saygı ve sevgilerimle hoşçakalın..

8 Mart 2010 Pazartesi

ARI HASTALIKLARI

Arı hastalıkları tüm arıcıların ortak paydası olup bir çoğumuz tarafından çeşitli yollarla bertaraf edilmeye çalışılan dertlerdir. Ben burada sizlere elimden geldiğince arı hastalıkları ve mücadele yöntemleri hakkında bilği vermeye çalışacağım.

Arı hastalıkları konusuna başlamadan önce hastalık ve zararlılar konusunda her arıcının bilmesi gerektiğini düşündüğüm bazı noktaları sizinle paylaşmak istiyorum. Arı hastalıkları ile mücadelede dikkat edilmesi gereken pek çok ayrıntı olduğu doğrudur. Hastalık denince akla olmuş bir durum geliyor. Bunu şöylemi ifade etsem:

KAZA kelimesinden ne anlarız ??

Sonucunda üzüntü olan olay olarak algılanır kaza kelimesi değilmi?

Olay başa gelmiştir ve çaresine bakılmalıdır. Hastalıkta böyle birşey midir bizim için? Bal arılarında hastalık ve zararlılar ile mücadele denince akla hasta olmuş arı aileleri gelmemelidir. Çünkü bal arıları hastalık ve zaralıların pençesine düştüğünde o arı ailelerinden verim lamak oldukça zor hatta imkazıdır. Bu yüzden biz arıcılar hastalık ve zararlar denince ilk önce onlara karşı alınması gereken tedbirlerden bahsetmeliyiz. Zira pek çok kaza alınacak basit önlemlerle önlenebilir niteliktedir.

İşte bunlardan bazıları

1) Dayanıklı Genotip

Hastalık ve zararlılara karşı dayanıklı genetik yapıya sahip arı kolonileri ile çalışmak belkide en dikkat edilmesi gereken olayların başında gelir. Bu gün arı ıslahının temel noktalarından biri olan hastalık ve zararlılara dirençli genetik yapıya sahip arılar yetiştirme ve bu arı hatlarını kullanma çabaları tüm dünyada giderek artmaktadır. Temizlik güdüsü güçlü arı aileleri ile çalışılmalı kovanların kontrol hanelerininin en önemlisi hastalık ve zararlılara dayanıklılık olmalıdır.

2) Uygun Ekotip

Ekotip kelimesini yöreye uygun anlamındada açabiliriz. Arıcı olarak bulunduğumuz bölgeye uyum sağlamış arılarla çalışmak bizim için en büyük avantajdır. Pek çok kaynakta bahsedildiği gibi arı aileleri bulundukları iklime o yöredeki nektar ve polen kaynaklarına uyum sağlamıştır. Bu kaynakları en iyi kullanan arı aileleri ile çalışmak avantaj olduğu gibi arıların koloni düzeni yavru - işçi dengesi gibi mevsime uydurulması gereken koşullarıda en iyi yerine getirecekleri unutulmamalıdır .

3) Genç ve kaliteli ana arılarla çalışmak

Ülkemiz arıcılığında en büyük yanlışlıklardan biri küçük sürülerden kontrolsuz şekilde üretilmiş ana arıların gerek el altından gerekse ticari işletmeler tarafından satışa sunulması ve kontrolsuz bir şekilde yayılmasıdır. Arıcılıkta en önemli konulardan biri olan ana arı üretimi her arıcının üzerinde durması gereken bir konudur. genç ve kaliteli ana arılar yüksek yumurtlama gücü ve uygun koşullarda bakım sayesinde hızlı bri çoğalma gösterebilir. güçlü kolonilerin hastalık ve zararlılara karşı dirençli olacağını asla unutmamak gerekir.

4) Düzenli kontrol yapılması

arı hastalık ve zararlılarına karşı düzenli kontrol yapılması ve kolonilerin kayıt altında tutulması önemlidir. arılığa girmeden önce hangi kolonilerin ne gibi ihtiyaçları olduğunu bilmek arıcıya zaman kazandıracağı gibi arılarında sürekli geresiz yere açılıp rahatsız edilmelerine engel olacaktır.

5) Uygun dezenfekte ve karantina önlemleri

arılıkta yapılacak işlemler esnasında temizliğe dikkat edilmelidir. el demiri yada koloni içerisinde kullanılacak diğer aletler uygun şekilde dezenfekte edilmeli (örnegin alkol içerisinde en az 5 dk bekletilmeli) arıcı ellerinin maskesinin kollarında çerveve yada kovana temaz eden kısımlarının çok fala kirlenmesine izin vermeden çalışmalıdır. koloniler arasında çerceve değişimi yapılacaksa her kovandan alınan çerceveler bir kovana aktarılmalı devşirme( yani birden çok koloniden çerceve alarak oluşturulmuş) koloniler hastalık ve zararlılara karşı kontrol edilmelidir. Bir kolonideki çerçevelerin hangi koloniden alıngının bilinmesi o arılıkta görülecek hastalıklara müdahale edilmesini kolaylaştırır. ayrıca temel petek satın alırken rast gele tercih yapılmamalı mümkünse sertifikalı petekler kullanılmalıdır . amerikan yavru çürüklüğü gibi hastalıkların etmenleri bal mumunda uzun süre etkinliğini koruyabilmektedir. bu sebeble kullanılan temel peteklerin en azından 116 -120 C derecede e az 30 dk tutulmuş bal mumumdan yapılmış olması gerekmektedir.

6) Yeni petekler avantajlıdır.

hem işçi arı yavru gözlerinin sürekli kullanımdan dolayı küçülmesi sonucu ortaya çıkabilecek küçük vücutlu arıların oluşumunu engellemek hemde hastalık etmeni olabilecek mikro organizmaları ve diğer etmenleri uzaktırmak adına eski petekler eritilerek al mumu olarak değerlendirilmelidir.

7) Koloniler güçlü tutulmalıdır.

Kolonideki işçi arı sayısı koloninin gücünü belirleyen en önemli faktördür. kolonileirn her zaman yüksek işçi varlığı ile bulundurmak önemlidir. Kuvvetli koloniler kovan içerisindeki düzeni sağlamak açısından daha rahat edecekleri gibi peteklerin her tarafında arıların hakim olması hastalık oluşumuna müsait olacak ortamın engellenmesi açısından önemlidir.